Dünyada görülme sıklığı her geçen yıl artan HPV enfeksiyonu, her yaşta görülebilmesiyle birlikte daha çok 16-25 yaş aralığında görülmektedir. Başta çok eşlilik olmak üzere cinsel alışkanlıklar en önemli risk faktörüdür. HPV virüsleri vücutta skuamöz epitel hücrelerine bağlanmakta yalnızca bu bölgede yaşayabilmektedir.
Cinsel olarak aktif herkes onkojenik HPV ile temas riski taşımaktadır. Genellikle cinsel aktivite sırasında deriden deriye temas yoluyla bulaşır. Kondom ve bariyer önlemleri riski azaltır, ancak tam olarak koruyucu değildir. Cinsel aktif kadınların %70 – 80’i genellikle seksüel aktivite başladıktan kısa süre sonra onkojenik HPV ile enfekte olacaktır. Doğal enfeksiyon daha sonraki dönemde koruyuculuk sağlamaz. Bu nedenle bir kişi yaşamı boyunca defalarca enfeksiyona yakalanabilir.
Bu epitel türü insan vücudunda deri yüzeyinde, servikste, vajinada, anüste, vulvada, penis başında, ağız ve boğazda bulunmaktadır. Yüz kadar HPV tipi arasında 40’ı mukozal tiplerdir. Mukozal HPV tipleri genital ya da anogenital tipler olarak da isimlendirilir. Çünkü tipik olarak anüs ve genital bölgeyi enfekte ederler.
HPV zarfsız, çift zincirli bir DNA virusudur. Yüzden fazla tipi tanımlanmıştır. HPV enfeksiyonu başta siğil olmak üzere serviks kanseri, anal kanser, penis kanseri, vulva kanseri, orofarengial kanserler gibi birçok hastalıktan sorumludur. HPV’nin siğillerden sorumlu esas alt tipleri 6 ve 11 iken kanserlerden sorumlu esas alt tipleri de 16 ve 18’dir. Bunların 30-40’ ının anogenital bölgede yerleşmektedir. HPV-16 ve HPV-18’in servikal kanser vakalarının çoğunluğunda etken olduğu bilinmekte, bu iki tipin dışında 15-20 HPV tipinin ise onkojenik özellik gösterdiği rapor edilmektedir. Anogenital siğilleri HPV-6 ve HPV-11 başta olmak üzere non-onkojenik HPV tipleri ortaya çıkarır. Servikal kanserlerin %99’u HPV’ ye bağlıdır, bölgesel değişiklikler göstermekle birlikte bunların da %70’ i HPV-16 ve HPV-18 etkendir.
HPV viral yapısı zarfsız, protein kapsid ile içerdiği çift sirküler viral genomdan ibarettir.
HPV 8 gene sahiptir ve bunlar “open reading frame” (ORF) olarak bilinir. Bunlar fonksiyonel viral proteinleri kodlar. Bu genom 3 bölgeye ayrılır: uzun kontrol noktası (long control region), erken (Early) ve geç (Late) bölge. Geç ORF bölgesi virusun hayat döngüsü içinde kapsid proteinlerini kodlar. Erken bölgesi ise virusun hayat döngüsü içinde DNA replikasyon ve reaktivasyonunda düzenleyici fonksiyon görür
Bu amaçla iki, dört ve dokuz valanlı olmak üzere üç farklı HPV aşısı geliştirilmiştir. Bu aşılar, nükleik asit içermeyen nonenfeksiyöz HPV partikülünden elde edilmiştir. Kişinin cinsel olarak aktif olmadığı dönemde aşının uygulanmasıyla en yüksek düzeyde koruma sağlanır.
Geliştirilen aşılar profilaktik aşılar ve terapötik aşılardır. Profilaktik aşılar, sağlıklı kişilerde HPV enfeksiyonu ve bağlı lezyonların gelişimini önlemek için geliştirilmektedir. Terapötik aşılar ise prekanseröz lezyon ve serviks kanseri gelişmiş olgularda lezyonların regresyonunu ve remisyonunu sağlamayı amaçlamaktadır. Terapötik aşı tipleri de enfekte kişilerde virusun çoğalmasını önleyen ve servikste gelişmiş olan tümörün geriletilmesini sağlayan tip olmak üzere iki tiptir.
Profilaktik aşılar: Serviks sekresyonunda nötralizan antikor miktarını artırarak, virusun buradan içeri girmesini immünolojik olarak önlemektedirler. Majör kapsül proteini L1 veya L1+L2 proteinlerini içerir ve VLP şeklinde hazırlanmaktadır. VLP’ler baculovirusla enfekte böcek hücreleri ya da maya hücreleri ile üretilmektedir. Bu virus benzeri parçacıklar, hem morfolojik olarak virusa benzemekte, hem de hücre yüzeyine yapışabilmektedir. Bunlarla elde edilen bağışıklık oldukça özgün ve uzun süreli olabilmektedir.
Haziran 2006’da MSD tarafından geliştirilen, kuadrivalan aşı olan, HPV tip 6-11 16-18 için VLP L1 içeren Gardasil’in 9-26 yaşlarındaki bayanlarda kullanılabilmesi için ruhsat vermiştir.
İmmünizasyon pratiği için komite 11-12 yaşlarındaki kızların rutin aşılanmasını tavsiye etmiştir, fakat ayrıca 9-10 yaşlarındaki kızların ve 13-26 yaşlarındaki genç kadınların da aşılanmasına izin vermiştir.
27 Temmuz 2006’da Gardasil’in yüksek derecede servikal displazi (CIN 2-3), servikal karsinom, yüksek derecede VIN (2-3) ve eksternal genital siğillere karşı koruma amaçlı satılması gibi pozitif bir fikir kabul edilmiştir. Ayrıca başka bir uygulamada, GSK tarafından üretilen VLP L1 HPV 16-18 bivalan aşı da (Cervarix) kabul edilmiştir. HPV aşıları 9-26 yaşları arasında yapılabilir. İlk doz için 11-12 yaşları uygun görünmektedir.
Günümüzde aşı öncesi HPV DNA testleri ve serolojik testler önerilmemektedir.
Terapötik HPV aşılaması: Servikal prekürsörlerin gelişimi ve invaziv kansere dönüşümü için intrasellüler viral onkoprotein olan E6 ve E7’nin üretiminin devam etmesine gerek duyulmaktadır Bu yüzden terapötik aşılar, hücresel immüniteyi bu viral onkoproteinlere karşı uyarmayı hedeflemektedir. Şu an peptid antijenlerin veya rekombinan proteinlerin uygulanması, plazmid DNA aşılaması, viral vektör aşılaması ve E7 verilmiş dendritik hücre uygulanması gibi birçok farklı metod uygulanmaktadır. Çalışmalar bu aşıların güvenli olduğunu ve klinik sonuçlardan bağımsız olarak değişen immünojenite gösterdiğini ortaya koymaktadır.
Önerilen yaş aralığı 9-26 yaş aralığıdır. HPV aşısı, aşılanma öncesinde var olan enfeksiyonu ve servikal lezyonları ortadan kaldırmamaktadır. Buna karşın fayda görebileceği düşüncesiyle genital siğilleri olan, cinsel yönden aktif, HPV testi pozitif olanlara da aşı uygulanabilmektedir.
Tüm dünyada görülen kadın kanserlerinin insidans hızlarına baktığımızda 2012 verilerine göre serviks kanseri 527.624 yeni olgu ile üçüncü sırada yer almaktadır. Ülkemizde ise serviks kanseri kadınlarda en sık görülen kanserler arasında 9. sıradadır. Bu sıralamadan da anlaşılacağı üzere; Türkiye, serviks kanseri görülme sıklığı düşük olan ülkeler arasındadır. Ülkemizde servikal kanserin diğer ülkelere göre daha az görülmesi gerçek bir durum mudur, yoksa takip ve bildirim sisteminin yetersizliğinden mi kaynaklanmaktadır, bu konuda yorum yapmak güçtür. Bu veriler gerçekse, ülkemizde çok eşliliğin yaygın olmaması HPV enfeksiyonunun az görülmesine ve dolayısıyla servikal kanserin daha az ortaya çıkmasına neden olabilir. Ancak bunu saptamak için daha geniş kapsamlı ve özellikle düşük dereceli lezyonları da içeren tarama programlarına ihtiyaç vardır.
Yapılan bir araştırmada HPV aşısı yaptırılmamasında başlıca nedenler; HPV aşısının pahalı olması (%41,8), katılımcıların erkek olduğu için yaptırmaması (%32,2), HPV aşısının sağlık sigortası kapsamında olmaması (%28,4) ve HPV aşının gerekli görülmemesi (%27,4) olarak sıralanmıştır.
- Çeşmeci, Y. , Köylü, B. , Sulaiman, J. , Sancak, E. , Şenel, S. , Baki, H. E. , Karataş, K. & Zık, S. (2015). İNTERNLERİN GÖZÜNDEN HPV ENFEKSİYONLARI VE HPV AŞISI . Türk Jinekolojik Onkoloji Dergisi , 18 (3) , 85-92 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/trsgo/issue/36053/404733
- Canadas MP, Bosch FX, Junquera ML,etal. Concordance of prevalence of human papillomavirus DNA in anogenital and oral infections in a high-risk population. J Clin Microbiol 2004;42:1330-1332.
- Sherman ME, Wang SS, Wheeler CM, et al. Determinants of human papillomavirus load among women with histological cervical intraepithelial neoplasia 3: dominant impact of surrounding low-grade lesions. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev 2003;12:1038-1044